Kitap hakkında: 2024 / Romanda okuyucu, genç bir Yunan kadınının gözünden 1914–1919 Rus eyaletinin yaşamını görmeye davet ediliyor. Konstantinopolis'ten. Romanın baş kahramanı Anna, Birinci Dünya Savaşı'nın başladığı dönemde akrabalarının daveti üzerine Kafkasya'ya gelir. İstasyona vardığında kalabalığın içinde kaybolur ve dili bilmediğinden ve bagajını kaybettiğinden yolculuğa tek başına devam etmeye karar verir. Kalabalık trenler, bozkır boyunca seyahat etmek, bir köylü kulübesinde ve bulaşıcı bir kışlada kalmak - bunlar onun beş yıllık yolculuğunu başlatan maceralardır. Anna daha sonra Stavropol'e gider ve burada İngilizce öğretmeni olur ve lise eğitimi alır. Burada iki devrimden ve İç Savaş'ın zirvesinden kurtulmak zorunda kalacak. Tarihsel ayaklanmalar karşısında, ölçülü şehir yaşamının yerini yoksunluk alıyor ve aynı zamanda Anna'nın kendisi de değişiyor: Yerel yaşam ve geleneklerle tanıştıkça etrafındakiler yavaş yavaş onun yabancı kökenini unutuyor ve Rusça öğrenirken edebiyatta, doğrudan klasiklerin sayfalarından yola çıkarak komşuları arasındaki karakterleri sürekli keşfediyor. Mizah ve beceriklilik, kahramanın zorlukların ve denemelerin üstesinden gelmesine yardımcı olur ve yazarın gözlem becerileri, okuyucuya dönemin başında Rusya'daki günlük yaşamın beklenmedik yönlerini ortaya çıkarır. Roman, Maria Jordanou'nun kişisel anılarına dayanmaktadır ve yarım yüzyıl boyunca yazılmıştır. Geleceğin yazarının kendisi de benzer bir yolculuk yapıp Stavropol'de beş yıl geçirdikten yüzyıl sonra.